ARAZİ TOPLULAŞTIRMA
Toprak muhafaza, sulama ve tarımsal üretim tekniklerinin uygulanmasını zorlaştıracak derecede parçalanmış, dağılmış, şekilleri bozulmuş aynı şahısa ait tarım arazilerinin bir araya getirilerek muntazam şekiller halinde birleştirilmesi işlemine basit anlamda Arazi Toplulaştırması denir.
Geniş anlamda arazi toplulaştırması ise hem tarımsal alt yapı, hem de kırsal alt yapı hizmetlerinin gerçekleştirilmesi ile mümkündür. Geniş anlamda arazi toplulaştırması kısaca “Kırsal Alan Düzenlemesi”dir. Bu düzenleme içerisinde; tarımsal alt yapı hizmetlerinden (sulama, drenaj, yol) köy imar planlarına, sosyal ve kültürel tesislerden sağlık tesislerine kadar bir planlama ve uygulama söz konusudur.
Arazi Toplulaştırmasının Faydaları:
- Sulama oranları artar.
- Fiziki tesislerin sebep olduğu parçalanmalar önlenir.
- Sulama projelerinin maliyetinde tasarruf sağlanır.
- Sulama ve modern tarım tekniklerinin uygulamasında kolaylık sağlanır.
- Net arazi kullanım alanı ve parsel büyüklükleri artar.
- Her parsel yola ve suya kavuşur, sosyal huzur sağlanır.
- Tarım işletmelerinde iş gücü tasarrufu sağlar.
- Tarım işletmelerinde net gelir artışı sağlanır.
ARAZİ PARÇALANMASININ NEDENLERİ
Arazi parçalanması genellikle iki şekilde olur:
Birincisi; Bir çifti ailesinin işlettiği toplam arazi miktarının gittikçe küçülmesi halidir. Bu durum genellikle veraset neticesi vukuu bulan bir keyfiyettir.
İkincisi ise; Bir çiftçi ailesinin işlettiği toplam arazi miktarının birbirinden uzak ve küçük parçalardan teşekkül etmesi şeklidir.
Arazi Parçalanmasının Nedenleri:
- Tarımsal nüfusun yoğunluğu,
- Hukuki sebepler (mülkün varisler arasında bölünmesi ve her varisin özellikle verimli arazilerden pay almak istemesi parçalanmanın başta gelen etkenlerindendir),
- Fiziki tesisler (Karayolu, demiryolu, sulama kanalı vs.),
- Arazinin tasarruf şekli (Kiracılık, ortakçılık).
ÜLKEMİZDE ORTALAMA İŞLETME BÜYÜKLÜĞÜ
Ülkemizde 1950 yılında 2.2 milyon olan tarım işletmesi sayısı, 1980 yılında 3.7 milyona, 1990 yılında ise 4.1 milyona yükselmiştir. 1950 yılında 10 hektar olan ortalama işletme büyüklüğü, 1980 yılında 6 hektara, 1990 yılında ise 5.7 hektara düşmüştür.
1990 yılı Genel tarım sayımı sonuçlarına göre işletmelerin %15’i tek parsel, %28’i 2-3 parsel, %23’ü 4-5 parsel, %19’u 6-9 parsel, %15’i ise 10 ve daha fazla parsel üzerinde üretim yapmaya çalışmaktadır. 6 ve daha fazla parça üzerinde çalışan işletmelerin sahip oldukları parsel sayısı toplam parsellerin %72’sidir.
İşletme başına düşen ortalama parça sayısı 5.4, ortalama parça büyüklüğü ise 10.5 dekardır.
Avrupa Birliği ülkelerinde ise; 1950 yılında 15 milyon olan işletme sayısı, 1980 yılında 8.7 milyona, 1990 yılında ise ülke sayısının artmasına rağmen 7.8 milyona düşmüştür. Birlik ülkelerinde 1950 yılında 6.8 hektar olan ortalama işletme büyüklüğü 1980 yılında 16 hektara, 1990 yılında ise üye ülke sayısının artmasına rağmen 16.5 hektara yükselmiştir.
Tarımda çalışan aktif nüfus açısından kıyaslama yapılırsa Türkiye’de ortalama tarımda çalışan aktif nüfus %41, Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran %54’dür.
MEVCUT ARAZİ TOPLULAŞTIRMA ÇALIŞMALARI
Arazi toplulaştırma çalışmaları iki kurum tarafından yerine getirilmektedir. Bu kurumlar Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü’dür. Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü arazi toplulaştırma çalışmaları Medeni Kanunumuzun 678. maddesine dayanılarak çıkarılan bir tüzükle yerine getirmektedir ve sadece isteğe bağlı arazi toplulaştırma çalışması yapabilmektedir. Tarım Reformu Genel Müdürlüğü ise 3083 sayılı Sulama alanlarında arazi düzenlemesine dair Tarım Reformu Kanununa göre hem isteğe bağlı, hem de kamu yararı olan bölgelerde zorunlu olarak arazi toplulaştırma çalışması yapabilmektedir. Her iki kurum tarafından bu güne kadar 420 000 hektar alanda çalışmalar tamamlanabilmiştir. Bu miktar halihazırda sulanan alanlarımızın %9’unu oluşturmaktadır ve bu çok düşük bir orandır. Dolayısıyla daha yapılacak çok işimiz vardır.
ARAZİ TOPLULAŞTIRMA ÇALIŞMALARINDA KARŞILAŞILAN PROBLEMLER
Arazi toplulaştırma çalışmalarında karşılaşılan problemleri dört ana başlıkta toplamak mümkündür.
1- Yasal Problemler; ülkemizde bir taraftan büyük harcamalar yapılarak toplulaştırma projeleri uygulanırken diğer taraftan Medeni Kanunu’muzun Mirasla ilgili hükümleri gereği arazi parçalanmasına seyirci kalınmaktadır. Yani her yıl toplulaştırılandan daha fazla arazi parçalanmakta ve bu kısır döngü devam etmektedir. bu durum düzeltilmeli ve medeni Kanunu’muzun ilgili hükümleri değiştirilmelidir.
2- Yönetsel Problemler; Arazi toplulaştırma çalışmalarının yürütülmesi Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, DSİ Genel Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Tarım Reformu Genel Müdürlüğü gibi bir çok kamu kuruluşunun çalışmaları ve uygulamaları ile ilişkilidir. Hemen hemen her biri bir başka bakanlığa bağlı ve çok farklı yasal düzenlemeler ile yönetilen ve çok farklı önceliklere sahip bu kuruluşlar arasında koordinasyon ve uyumu gerçekleştirmek oldukça zor olup, bir problem olarak ortaya çıkmaktadır. Benzer konularda çalışan kurumları birleştirmek gerekir.
3- Teknik Problemler; Toplulaştırma çalışmalarının yapılabilmesi için kadastro çalışmalarının tamamlanması veya yapılmış olan kadastro çalışmalarının amaca uygun olması gerekir. Mevcut kadastro pafta ve kayıtlarının önemli bir kesimi toplulaştırma çalışması için yeterli değildir. Haritaların önemli bir kısmı 1/5000 ölçekli STK niteliğinde olmayıp, yine haritaların bir kısmı ise güncelliğini kaybetmiş ve zemine uymamaktadır. Malik kayıtlarında hatalar söz konusudur.
Toplulaştırma çalışmalarının yapılabilmesi için toprak indekslerine veya AKK sınıflarının bilinmesi bir başka gerekliliktir. Ayrıntılı toprak etütleri yapılıp 1/5000’lik STK paftalarına işlenmesi henüz tamamlanamamıştır.
4- Finansal Problemler; Arazi toplulaştırma projeleri için ayrılan yıllık ödenekler en fazla 30.000 hektar alanın arazi toplulaştırmasına yetecek miktardadır. Halbuki yılda ortalama 80-90 000 hektar alan yeni sulamaya açılmaktadır. Bu durum dikkate alındığında her yıl 100 000 hektar alana toplulaştırma hizmeti götürmeye yetecek miktarda, bu projelere ödenek ayrılması gerekmektedir.