Civcivler, kümeslerin hazırlanmasına zaman bırakılması açısından haftalar, hatta aylar önceden sipariş edilmelidir. Sipariş yapmadan önce, alınacak civciv sayısı saptanmalıdır. Alınacak civcivlerin aynı yaşta olmalarına özen gösterilmelidir. Aşı programının hazırlanabilmesi için civcivlerin aynı yaşta olmaları gerekir. CİVCİV GELMEDEN ÖNCE YAPILACAK HAZIRLIKLAR CİVCİVLER GELDİĞİ GÜN YAPILACAK İŞLEMLERCİVCİVLERİN KÜMESE KONULMASINDAN SONRA YAPILACAK İŞLEMLER VE METREKAREYE KONACAK CİVCİV SAYISICİVCİV DÖNEMİNDE GEREKLİ SICAKLIK DERECELERİBAKIM VE BESLEMEKANNİBALİZM (GAGALAMA)VE GAGA KESİMİHAVALANDIRMAAYDINLATMAPİLİÇ VE TAVUK YETİŞTİRMEYUMURTA VERİMİNE ETKİ EDEN FAKTÖRLERBüyütme ve Gelişme Dönemi Alan İhtiyaçlarıYEMLİK VE SULUK İHTİYACI KAFES TAVUKÇULUĞU CİVCİV, PİLİÇ VE TAVUKLARIN BESLENMESİ TAVUKLARIN BESLENME AÇISINDAN ÖZELLİKLERİBESİN MADDELERİ GEREKSİNİMLERİ 5-Yağ Gereksinimi: Karbonhidrat ve proteinlerden 2,5 kez daha fazla enerji içeren yağlar, yalnız broiler rasyonları için değil yumurta tavuğu rasyonlanna da belirli oranlarda katılır. Bir tavuk tükettişi 100 gr. yem için 200 mi. su içer. Sıcakta bu oran 250-300 mi.'ye çıkar. Normal su tüketiminin % 20 azalması yem tüketimini düşürür. CİVCİVLERİN BESLENMESİPİLİÇLERİN BESLENMESİPİLİÇLERDE SINIRLI YEMLEMETAVUKLARIN BESLENMESİTAVUK BESLEMEDE GRİT KULLANILMASIYEM ALIMI VE DEPOLAMA TAVUKÇULUKTA HİJYEN VE SAĞLIK ÖNLEMLERİ TAVUK YETİŞTİRİCİLİŞİNDE UYGUN ÇEVRE KOŞULARI KÜMESLERDE ÇEVRE KOŞULLARININ KONTROLÜ Özellikle son yıllarda ülkemizde tavukçuluk büyük bir gelişme göstererek bir endüstri haline gelmiştir. Buna paralel olarak bir takım sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu sorunları en aza indirebilmek için sağlık ve hijyen koşullarının sağlanması büyük önem arz etmektedir. Tavukçulukta amaç hastalığın kümese girişini önlemek ve sağlıklı sürüler yetiştirmektir. Hastalık çıktıktan sonra yapılan tedavi çıkan bir yangının söndürülmesine benzetilebilir. Özet olarak alınması gereken önlemleri aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. - Öncelikle kümes yapılacak yerlerin diğer tavukçuluk işletmelerinden, yerleşim alanlarından ve ana yollardan mümkün olduğu kadar uzak olmasına dikkat edilmelidir.
Tavuk yetiştiriciliğinin başlıca amacı diğer hayvancılık dallarında olduğu gibi, belli bir gidere karşılık en yüksek ve en ekonomik verimi elde etmekdir. Bu da, az yem tüketen ve yüksek verimli, hastalıklara karşı dirençli ırklar ile bunların yaşadıkları çevre şartlarının iyileştirilmesine başlıdır.
Kümeslerde Gerekli Hava Miktarı: Kümesler içindeki fazla ısının, nemin ve kirli havanın dışarıya atılabilmesi için yeterli havalandırma sağlanmalıdır. Tavan veya çatıdan başlayan hava çekiş bacası, taban veya tabana yakın yerden başlayan hava çekiş bacasına göre kümesi daha çabuk serinletir.
Yalıtım (İzolasyon): Yapı elemanlarından oluşacak ısı kayıbını en aza indirmek amacıyla özel maddeler kullanılarak alman önlemlere "ısı yalıtımı" denir. Yalıtımla soğuk havalarda içeriden dışarıya, sıcak havalarda dışarıdan içeriye olan ısı akımı önlenir. Böylece kümes içindeki gece gündüz sıcaklık farklarından oluşacak sıcaklık değişimi dengelenir. Ayrıca ortamdaki aşırı nem, havalandırma ile dışarı atılarak yüzeylerde yosunlaşması önlenir. Bu sağlanmaz ise çeşitli yapı elemanlarının yüzeyinde nem yoşunlaşarak, bunların kullanım süresini kısaltır. Uygulanan havalandırma sistemleri ile ani sıcaklık değişimlerinin hayvanlar üzerindeki olumsuz etkisi ortadan kaldırılarak verim azalması önlenir. Soğuk ortamda, yem tüketimi, kırık yumurta oram ve yumurtanın iç kalite bozuklukları artmakta ve bu nedenle maliyet önemli ölçüde yükselmektedir. Yazın sıcak aylarda ise iştah ve yem tüketimi azalmakta, yumurtalar küçülmekte ve verim düşmektedir. İklim koşullarına uygun olarak kümeslerin yalıtılması, her ne kadar kümes yapım maliyetini arttırmakta ise de, kışın yapılacak yakıt tasarrufu ve yem tüketimindeki azalmalar bu gideri fazlasıyla karşılayacaktır. Çatılarda kış aylarında ısı kayıbı, yaz aylarında ısı kazancı olmaktadır. Bu çift yönlü ısı akımını azaltmak için, çatı yalıtımının tekniğe uygun şekilde projelenmesi gerekir. KÜMES SİSTEMLERİ C- Kafes Sistemi:Kafeste Yumurta Tavukçuluğunun AvantajlarıKafeste Yumurta Tavukçuluğunu DezavantajlarıKafeslerde Aranılan NiteliklerKAFES TİPLERİKAYIT TUTMA MODERN BİR YUMURTA TAVUKÇULUĞUNUN BAŞARILI SAYILABİLMESİ İÇİN; KAYNAKÇA Yumurta tavukçuluğunda genellikle 3 tip kümes sistemi kullanılmaktadır. Bunları kısaca şu şekilde özetleıebiliriz:
Bu sistemde tavuklar kümes içerisindeki kafeslerde barındırılırlar. Çok iyi bir havalandırma düzenini gerektiren bu sistemin yararı metrekareye düşen tavuk sayısının yüksekliği ile (kafes tipine göre 12-27 tavuk/m2) yer ve işgücünden tasarruf sağlanmasıdır. Ayrıca daha kolay ayıklama daha az yem tüketimi, altlık giderinin ortadan kaldırılması, parazitler, hastalıklar, tüy yolma ve kanibalizmin azalması gibi olumlu yönleri de vardır. Bunun yanı sıra ilk yapım giderlerinin yüksekliği, özel yemleme ve itinalı bakım gereği kafes yorgunluğu ve karaciğer yağlanması, ve kırık-çat-lak yumurta miktarının artması gibi sakıncaları da vardır. Kafesler 2-2.5 mm çapındaki galvanizli tel çubukların 2x5 cm veya 2x6 cm aralıklarla kaynaklanması ile yapılır. Kafes tabanının menli % 15.8 - 17.6 olup, bu meyilde yuvarlanan yumurtalar öndeki yumurta tablalarında toplanırlar. Kafes blokları arasındaki servis yolunun genişliği kafes tiplerine göre 60-75 cm arasında değişebilir. Kafes bloklan kümes içerisinde birden fazla sıra halinde yerleştirilir. Her blokta kafesler tek veya çok katlı olarak dizilir. Bu dizilişler yataı, dikey veya kademeli olabilir.
Bu sistemin yer tavukçuluğuna göre üstünlükleri aşağıda maddeler halinde özetlenmiştir.
Kafeste vumurta tavukçuluğunun bir çok avantajları yanında de-zavantaiları şunlardır: 1. Hayvan başına düşen ilk kuruluş masrafları, kafes maliyeti nedeniyle çok fazladır.
- Kafes maliyeti imkan oranında düşük olmalı,
- Parçaları kolayca sökülüp takılabilmeli, - Dayanıklı olmalı, - Kolayca temizlenip dezenfekte edilebilmeli, - Gübre kolayca temizlenip atüabilmeli, - Kafesin en üst katına rahat erişilebilmeli.
Yumurta tavuğu kafes sistemleri yatay, dikey, kademeli ve kom-pakt olmak üzere 4 gruba ayırmak mümkündür. En çok kullanılan dikey kafesler hakkındaki detaylı bilgi aşağıda verilmiştir.
Dikey (Battery) Tip Kafesler: Ülkemizde çok katlı, apartman veya battery tip olarak da anılan bu sistemde sırt sırta dizilen kafesler, üst üste gelecek şekilde yerleştirilirler. Üç, dört veya daha çok katlı tipleri vardır. Üst kattaki gübre bir alttaki kafes üstüne yerleştirilen raflar veya bantlar üzerine dökülür. En alttaki gübre gübre çukuruna düşer. Gübre, kafesten ve kümesten genellikle otomatik olarak uzaklaştırılır. Yemleme, sulama ve yumurta toplama gibi diğer günlük işler de otomatik olarak yapılır. Kafes blokları arasındaki servis yolu en 90 cm olmalıdır.
Düzenli olarak tutulan kayıtlar, tavukçuluğun her döneminde büyük önem taşır. Zira bu kayıtlar, geçmişte ne olduşunu bildirir ve buna göre geleceğin planlanması imkanını sağlar. Kayıtların gereksiz yere fazla geniş tutulması karışıklıktan başka bir şey sağlamaz. Ölümler, yumurta verimi ve yem tüketimi gibi kayıtlar günlük olarak tutulur. Bunlar, önce haftalık olarak, daha sonrada tüm verim yılını içerecek şekilde özetlenir.
- TAVUK BAŞINA YILLIK YUMURTA VERİMİ EN AZ BU HEDEFLERE ULAŞABİLMEK İÇİN;
Akbay, R., 1973. Kümeslerde Aydınlatmanın Tavuklarda Çeşitli Verimler Üzerindeki Etkileri. TAPGEM Yayınları No: l, Ankara. Yumurtacı civcivler yumurtadan çıktıktan sonra ilk 6 hafta civciv yemi ile beslenirler. Civciv yeminin enerji ve protein düzeyi yüksektir. Bunun nedeni hızlı bir büyüme dönemi olan civciv döneminde, büyüme için yeterli besin maddelerinin sağlanmasıdır. Bu dönemde rasyonun en az % 20 protein 2800 kcal./ kg. metabolik enerji içermesi gerekir. Civcivlere yedirilecek yemler ince yem formunda olmalıdır. Pe-let yemler kırılarak veya ezilerek verilmelidir. Kırılmış peletlerin iri taneli olması kadar, ince yemin fazla ince öğütülmüş olması da sakıncalıdır. İnce yemler gagaya yapıştışı için civcivler tarafından yeterince tüketilemezler. Civcivlere yem yemeyi öğreninceye kadar özen gösterilmelidir. Önlerinde sürekli ve en kolay ulaşabilecekleri yerde yem bulundurulması gerekmektedir. Civcivlere ilk günlerde yemlemek için özel ekipmanımız yoksa, tablalar veya viyoller kullanılabilir. 100 civcive 2 viyol yeterlidir. Civcivlerin yem yeme durumları sık sık kontrol edilerek, aydınlatma ve ısıtmanın iyi bir şekilde yapılmasına özen gösterilmelidir. Yemlikler soğuk bir ortamda ise civcivler buralara gitmek istemezler. Aç kalmaları halinde geüşmez ve ölümlere varacak kadar canlı ağırlık kayıpları görülebilir. Civcivlere daima kaliteli yem yedirilmeli ayrıca bir katkı yapılmamalıdır. İlk günlerde kullanılan viyol veya tablalar üçüncü günden itibaren kademeli olarak bir hafta içerisinde değiştirilerek normal yemliklere geçilmelidir. Askılı yemlikler ilk günlerde yere konulmalı, yavaş yavaş yükseltilmelidir.
6 haftanın sonunda yumurta civciv yeminden, piliç büyütme yemine geçilir. Piliç büyütme yemi 7. haftanın başından 13. haftanın sonuna kadar piliç büyütme yemi 14. haftadan 18. haftaya kadar piliç geliştirme yemi verilir. Piliç büyütme yemi en az % 16 protein ve 2750 kcal./kg. metabolik enerji, piliç geliştirme yemi ise en az % 13 protein ve 2750 kcl./kg. metabolik enerji içermelidir. Tavuklar iç güdüsel olarak alıştıkları bir yemden, başka bir yemi yemek istemezler. Ani yem değişikliğinde strese girerler. Civciv yeminden piliç yemine, piliç yeminden tavuk yemine geçişte yada diğer yem değişikliklerinde yem bir haftalık süre içinde değiştirilmelidir. Eski yemle yeni yem karıştırılarak verilir. Eski yemin miktarı ilk gün % 70 olmalıdır. Bu miktar her gün azaltılarak bir hafta sürede tedricen yeni yeme geçirmelidir.
Sınırlı yemleme ile cinsi olgunluk yaşının ve canlı ağırlığın kontrol altına alınması bir sonraki dönemde hayvanın verimi ve sağlığı üzerinde olumlu etkiler yapmaktadır. Sınırlı yemleme ile piliçlerin yaşlanmaya çok yatkın oldukları dönemlerde, bu eğilimleri kontrol altına alınmaktadır. Yağlanma verimi olumsuz yönde etkilemektedir. Bunun yanında yem maliyeti de azalmaktadır. Sınırlı yemleme değişik şekillerde uygulanmaktadır. Bunların başlıcaları;
18. haftadan sonra birinci dönem yumurta tavuk yemine kademeli olarak geçilmelidir. Bu yem 42. haftaya kadar verilir. Daha sonraki verim çağında ikinci dönem yumurta tavuk yemi yedirilmelidir. Ülkemiz şartlarında yumurtacı bir tavuğun günlük yem tüketimi 110 - 125 gr.'dır. Bu miktar tavuk cinsine, yemlik sistemine, yem kalitesine, ısı derecesine ve yumurta randımanına göre farklılık gösterir. Yumurta tavuğu rasyonları birinci dönemde (20 - 42. hafta) en az % 16 protein 2650 kcal./kg. metabolik enerji, ikinci dönemde (42 - 74. hafta) % 15 protein 2650 kcal./kg. metabolik enerji içermelidir.
Kullanılan gritin büyüklüğü hayvanın yaşı ile ilgilidir. İlk hafta ince, 10. haftaya kadar orta, daha sonra iri grit kullanılmalıdır. Grit ilk hafta yemin üzerine serilir. Daha sonra 100 tavuğa yarım kilogram olacak şekilde ayrı bir yemlikte verilir. Grit yeterince küçüldükten sonra taşlıktan ileri bölümlere giderek vücuttan atılır. Grit yem tüketiminde % 10-15 azalma sağlar ki bu oran maliyet açısından çok önemlidir. Çok ince öğütülmüş yemlerin taşlıkta meydana getirdikleri erozyonlar ve hemoraji grit verilerek düzeltilir. Yeterli grit alınamaması durumunda altlıktaki tüy ve benzeri fibröz yapıdaki maddeler yenir ve taşlıkta topaklanmalar olur. Bu yüzden tavuklar ilk haftadan itibaren başlanarak yumurta dönemi sonuna kadar mutlaka uygun ebat ve miktarlarda grit verilmelidir.
Hayvanların tem tüketimi önceden hesaplanarak, yem siparişleri zamanında verilmelidir. 15 günden fazla yetecek yem alınmamalıdır. Yem getiren araçlar işletmeye girmeden önce mutlaka dezenfekte edilmelidir. İhtiyaçtan fazla alınan yem bayatlar. Aldığımız yemin bayat olmaması için üretim tarihine bakmakta yarar vardır. Küçük sorunlar yüzünden yem alınan bayi veya fabrika sık sık değişti-rilmemelidir. Her fabrikanın kullandığı ham madde aynı değildir. Bu nedenle yemin yapısındaki besin maddeleri aynı olsa bile, hayvanlar bu yem değişikliğinden olumsuz yönde etkilenecektir. İyi bir karma yem nemsiz, akıcı, burnu rahatsız edici kokusu olmayan yemdir. Yemlerin un gibi ince olması veya çok iri taneli* olması istenmez. Ayrıca homojen bir şekilde karıştırılmış olmaları gerekir. Yem torbasının üzerinde yemin cinsini tanımlayan kart mutlaka bulunmalı, kullanılmamış bir ambalaj maddesi içerisine konmuş olmalıdır.
Yem deposu kuru, havadar ve temiz olmalıdır. Yem çuvallarının altına tahtadan bir ızgara konulursa, yemlerin alttan bozuşması önlenir. Yem istifleri ile duvar arasında en az 10 cm. boşluk bırakılmalıdır. İstifler 5 çuvaldan fazla yükseltilmemeye çalışılmalıdır. Zararlılarla iyi bir mücadele yapılmalıdır. Uygun olmayan koşullarda bulundurulan, usulüne göre depolanmamış yemler üzerinde mantarlar üremektedir. Yemlerin rutubetli, sıcak, karanlık veya loş yerlerde depolanması mantarların üremesini arttırır. Yemlerde üreyerek toksin sentezleyen bir çok mantar türü vardır. Bunlardan aspergillus türünün sentezlenmiş olduğu aflatok-sin günümüzde büyük sorunlar yaratmaktadır. Aflatoksin tavuklara en fazla zarar veren zehirli maddelerin başında gelmektedir. Afla-toksinli yemlerle beslenen hayvanlarda gelişme durur. İştahsızlık, durgunluk, yumurta veriminde düşme, yumurta kalitesinde bozulma, kuluçka randımanında düşme, kan lekeli yumurta sayısında artma ve bağışıklık sisteminde bozulma görülür. Aflatoksin düzeyi yüksek olursa hemen ölümler meydana gelir. Bu nedenlerle yem depolama özel bir itina gerektirmektedir. Bugün yeryüzünde yetiştirilen tüm ticari yumurta sürülerinin % 65-70' i kafeslerde barındırılmaktadır. Kafesler, yumurta tavukları için olduğu kadar civciv ve piliçler için de kullanılmaktadır. Buna göre hayvanlar yalnız civciv veya piliç dönemlerini kafeslerde geçirebildikleri gibi, civciv, piliç ve yumurta dönemlerini aynı kafeslerde geçirmeleri mümkündür. Bu ikinci durumda civcivler kafeslerin bir kısmına konmakta ve hayvanlar büyüdükçe boş kafeslere aktarma yapılmaktadır. Bunda, kümesten kümese taşıma olmadığı için fazla bir stres söz konusu değildir; ayrıca kümesin boş kaldığı sürede fazla değildir, tster yerde, ister kafeste büyütülmüş olsunlar, piliçler yumurta kafeslerine aktarılacaklarsa bu işin 16 - 18'inci haftalar arasında yapılması uygundur. Buna karşılık, birim alana ne kadar fazla hayvan konursa, hayvan başına düşen yatırım harcamaları ve bakım masrafları da o kadar az olur. Ekonomik olarak birim alana konabilecek maksimum hayvan sayısı; kafes büyüklüğü, hayvan başına düşen yemlik alanı, kafeslerin kaç sıra oldukları, uygulanan aydınlatma programı, kümesin planlanışı ve ısı değişmeleri gibi faktörlere bağlı olarak farklılıklar gösterebilir. Kafes tavukçuluğunda hayvan başına ayrılması gereken alan aşağıdaki gibidir.
Her hayvana ayrılacak alandan başka kafes büyüklüğü de önemlidir. Hayvan başına düşen alan değişmeksizin hayvan sayısı arttıkça, yani kafesler büyüdükçe yumurta verimi, yumurta ağırlığı ve yemden yararlanmada bir değişiklik olmamakla beraber tavukların yumurtlama dönemindeki canlı ağırlık kazançları daha fazla olmakta, yumuşak kabuklu yumurta sayısı azaldığı halde, kırık yumurta oranı artmaktadır. Yapılan araştırmalar kafeslerin her birine 4 tavuk konacak büyüklükte yapılmalarının en ekonomik sonuçları verdiğini ortaya koymuştur.
Tavukçulukta başarı, yüksek verimli hayvanların kullanılmasının yanı sıra, pazar şartlarının uygun olması, iyi bir çiftlik yönetimi, hastalık ve parazitlerden korunma, yeterli ve ekonomik beslenme gibi faktörlerle yakından ilişkilidir. Sürünün genetik potansiyeli ne kadar yüksek olursa olsun, çevre faktörlerini oluşturan bakım ve besleme koşulları uygun olmadıkça kendisinden beklenen verim düzeyine ulaşması imkansızdır. Besleme, üretimin karlı olması açısından ayn bir önem taşımaktadır. Çünkü tavukçuluk işletmelerinde yem harcamaları, tüm harcamaların % 70'ine ulaşmaktadır. Bu nedenle kazanç getiren bir tavukçuluk için, ucuz fakat yeterli besleme zorunludur. Ayrıca besleme gerek yumurta, gerekse tavuk etinin kalitesini de önemli derecede etkilemektedir. Yapılan çalışmalar, yemin miktar ve kalitesi ile canlı ağırlık artışı, yumurta ağırlığı, deri ve yumurta sarısının rengi, vücut ağırlığı, yumurta kabuk kalitesi, yumurtanın vitamin ve yağ asidi kapsamı, tavuk eti ve yumurtanın lezzeti arasında yakın ilişki bulunduğunu ortaya koymaktadır. Tavukçulukta son yıllarda elde edilen büyük başarılarda besleme alanındaki buluşların ve bunların yem endüstrisi ile tavuk besleme pratiklerine aktarılmasının çok önemli payı vardır. Nitekim yapılan çalışmalar sonunda l kg. canlı ağırlık için harcanan yem 1.8 kg.'ı, l kg. yumurta için harcanan miktar da 2.1 - 2.2 kg.'ı pek geçmemektedir.
Tavukların sindirim sistemlerinin vücut büyüklüklerine göre diğer hayvanlardan daha kısa olması ve sindirim sisteminde önemli bir mikroorganizma popülasyonunun bulunmaması göz önüne alınarak tavuk beslemede bilinmesi gereken özellikler aşağıdaki gibi özetlenebilir. Tavuklar yemlerde bulunan sellülozdan yararlanamazlar. Çünkü sindirim sistemlerinde bunu parçalayacak sellüloz enzimi salgılan-mamaktadır. Ayrıca, tavuklar yemlerin ham sellüloz kesimini oluşturan lignin, pektin, ağar ve kitin gibi bileşikleri de sindiremezler. Tavuklar genel olarak enerji gereksinimlerini karşılamak için yerler. Başka bir deyişle, bunu karşılayıncaya kadar yerler; diğer besin maddelerinin karşılanmasını ve karınlarının doymasını beklemeden yem yemeyi keserler. Buna karşın rasyonun enerji düzeyi düşük ise, fazla yiyerek açığı kapatmaya çalışırlar. Ancak, enerji düzeyi çok düşük ise, hayvanın sindirim sisteminin kapasitesi ve dolayısıyla yem yeme kapasitesi sınırlı olduğundan çok yiyerek enerji açığını kapatamaması söz konusu olabilir. Eğer rasyonun enerji düzeyi çok yüksek olursa, bu kez de hayvanlar enerji gereksinimlerini erken karşılayarak yem yemeyi kesecekleri için, rasyonda bulunan diğer besin maddelerinin alınmaması durumu ile karşılaşılabilir. Kaba bir değer vermek gerekirse rasyonun enerji kapsamının % l azalması veya çoğalmasının yem tüketiminin % 0.8 artmasına veya azalmasına neden olduğu söylenebilir. Tavuklarda tat duygusu, koku alma duygusundan daha iyi gelişmiş olmakla beraber yine de sınırlıdır. Buna rağmen tercih hakkı tanındığında, mısır ve buğdayı, arpa, yulaf ve çavdara, açık veya parlak renkli yemleri; koyu veya mat renklilere, iri öğütülmüşleri çok ince öğütülmüşlere, hafif nemlileri kuru yemlere tercih ederler.
l-Enerji Gereksinimleri: Tavuklar yemdeki enerjinin tamamuı-dan yararlanamazlar. Bir miktar enerjiyi gübre ile, bir miktar enerjiyi idrar ile ve yine bir miktar enerjiyi de ekstra ısı kayıpları yolu ile kaybederler. Geriıe kalan enerji ise net enerji (NE) olup tavuklar tarafından kullanılan enerjidir. 1- Kümeste daha önceden kalan tüm altlık temizlenerek çiftlikten mümkün olduğunca uzak bir yere götürülmelidir.
1-Civcivleri getiren aracın mutlaka dezenfekte edilmiş olması gerekir. Civcivler, araçtan kümeslere, çiftliğin yıkanmış ve temiz elbiseler giymiş kendi personeli tarafından taşınmalıdır.
Kümeslere gereğinden fazla hayvan koymak yığılmalara ve çeşitli hastalıklara neden olacağından büyütme dönemindeki telefatın artmasına sebep olacaktır. Metrekareye Konacak Civciv Sayısı
Civcivler kümese konulduktan sonra şu hususlara dikkat edilmelidir. 1-Isı kaynağı yeterli olmalıdır.
Civcivler su içmesini ve yem yemesini çok çabuk öğrenirler. Her ne kadar kuluçkadan çıktıktan sonra 72 saat yemsiz ve susuz yaşayabilirlerse de bu istenmeyen bir durumdur ve gelişmeyi etkiler. Civcivler kuluçkadan çıktıktan en geç 24-48 saat sonra yem yemeye ve su içmeye başlamış olmalıdır. Bu süre ne kadar az olursa, o kadar olumlu sonuçlar alınmaktadır. Civcivlerin biyolojik fonksiyonlarında su çok büyük önem taşır. Su vücut ısısını düzenler, bünyeyi serinletir ve ısıyı aynı seviyede muhafaza eder. Hazım sisteminin düzenli çalışmasında, metabolizmada ve artıkların elemine edilmesinde büyük rol oynar. Civcivlerin ilk haftasında civciv başına 2 cm suluk kenarı hesap edilir. 15 günden sonra civciv başına 2,5 cm kenar uzunluğu hesap edilerek ve yükseklikleri ayarlanarak normal askılı suluklar kullanılabilir. Civcivler suluklara alıştıktan sonra, altlığın sulukların içine girmesini önlemek için altlık seviyesinden 2-3 cm yükseltilmelidir. Civcivler geldiğinde su ısısı 17-22 derece civarında olmalı ve taze su temini sağlanmalıdır. Uzun süre bekletilmiş ve bayatlamış su kullanmamaya özellikle dikkat edilmelidir. Civciv sulukları mümkünse her gün düzenli şekilde fırçalanarak temizlenmelidir. 3 haftadan itibaren en az haftada bir kez bu işlem tekrar edilmelidir. Temizleme sırasında az miktarda dezenfektan kullanmak bazı zararlı mikroorganizmaları yok etmek açısından faydalıdır. Ancak aşılar kullanılacağı zaman dezenfektan kullanılmamalıdır. Çünkü dezenfektanlar aşıların aktivitelerini düşürmekte, hatta bazen inaktif hale getirmektedirler. Civcivlere ilk günden itibaren temiz, taze ve hayvanların ihtiyacı olan besin maddelerini ihtiva eden kaliteli yemler verilmelidir. Civcivler ilk hafta özel olarak yapılmış plastik, mukavva veya yumurta viyollerini yemlik olarak kullanalabilirler. Üçüncü haftadan sonra ise yuvarlak yarı otomatik askılı yemliklerden ya da otomatik yemliklerden yaralanılmaya başlanmalıdır. Ancak küçük yaşlarda yuvarlak yemliklerde yemlik seviyesinin hayvanların yiyebileceği şekilde ayarlanmasına dikkat edilmelidir. Plastik civciv yemliklerinin bir adedi 50 – 60 civciv için yeterli olmaktadır. Eğer uzun yemlik veya zincir sistemi vb otomatik yemlikler kullanılıyorsa civciv başına 4 cm yemlik alanı ayrılmalıdır. Yuvarlak yemliklerde ihtiyaç duyulan yemlik mesafesi düz yemliklerdeki değerin % 60' ı kadar olmalıdır.
Kannibalizm, her yaştaki civciv, piliç ve tavuklar arasında görülen ve yetiştiricilerin asla ihmal edemeyeceği kötü bir alışkanlıktır. Zira, bu durumdaki hayvanlar birbirlerinin kloaka (geri) veya kloakanın hemen altındaki karın bölgelerini, başlarını, parmaklarını, kanat ve kuyruklarını gagalayarak ciddi yaralara yol açarlar. Kannibalizmin başlıca nedenleri şunlardır: Gaga kesimi çıkıştan cinsi olgunluk yaşına kadar ki dönemde, her an yapılabilir. Özellikle kannibalizm patlak verir vermez zamanına bakılmadan hemen başlatılmalıdır. Normal yetiştirme programlarında gaga kesimi, 6 – 9’uncu günler arasında yapılmalı, 10-14 haftalar arasında hatalı olanlar düzeltilmelidir. Gaga kesimi genellikle bu iş için özel yapılmış elektrikli bir araçla gerçekleştirilmekte olup, bunun keskin ve çok sıcak bir bıçağı vardır. Bıçak gagayı keserken dağladığı için, aşırı kanamayı önler ve çabuk iyileşmesini sağlar. Dağlamanın en uygun şekilde yapılabilmesi için, gaga kesildikten sonra ucu, kızgın bıçakla 2-3 sn temas halinde tutulur. Bundan fazla tutulması strese yol açar, daha kısa süre dağlanan gaga ise tekrar büyür. Gaga kesimi her iki gaga birden kesilerek yapılabildiği gibi, sadece üst gaga kesilerek de yapılabilir. Kesim için hayvanı tutan kimse, bir elinin baş parmağı civcivin başının arkasına, işaret parmağı, eğer sadece üst kesilecekse iki gaga arasına, her ikisi de kesilecekse gırtlağın altına gelecek şekilde sıkıca tutar, diğer eliyle de ayakları kavrar. İşaret parmağının bu şekilde tutulması hayvanın dilini geri çekerek kızgın bıçağın değmesini önler. Her iki gaga da kesilecekse, baş aşağı doğru hafifçe eğilerek alt gaganın daha uzun kalması, üstün biraz kısa kesilmesi sağlanır.
Havalandırma ; kümes içerisindeki CO2, amonyak, kötü kokulu gazların, nemin ve tozun ortam dışına çıkarılmasıdır. İlk birkaç gün civciv kümeslerinin fazla havalandırılmalarına gerek olmayıp, yer tipi ana makinalarının bulunduğu kümeslerin havasının saatte 3-5 kere değişecek şekilde ayarlanması yeterlidir. Büyütme döneminin 3. haftasından itibaren kümesin çok iyi havalandırılması gerekmektedir. Özellikle soğuk kış aylarında yetiştiriciler kümes içi ısısını muhafaza etmek için ısınma masraflarından kaçınmaktadırlar. Bundan dolayı kümes içinde oluşan kötü hava neticesinde altlıkların nem seviyesi yükselmektedir. Bunun daha fazla ihmal edilmesi durumunda kümes içi havası iyice kirlenmekte ve fazla miktarda amonyak oluşmaktadır. Altlığın ıslak kalması cocsidiosis gibi hastalıkların ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Kümes içinin aşırı derecede havalandırılması da kümeste oluşacak hava akımı nedeniyle civcivlerde solunum yolu enfeksiyonlarının görünmesine yol açabilir. Yetersiz ve aşırı havalandırma, civcivlerin kötü tüylenmelerine, büyümenin yavaşlamasına, yemden yararlanmanın düşmesine ve hayvanlar arasındaki üniformitenin bozulmasına neden olur.
Yumurta verim yönlü yetiştirilen civcivlerin büyütme döneminde çok iyi bir aydınlatma programının uygulanması gerekmektedir. İlk iki gün civcivlere tam gün aydınlatma yapılmalı ve uygulanan aydınlatma programına göre, gerekirse bir iki hafta uzatılmalıdır. Aydınlık şiddetinin her metrekareye 3 – 4 watt düzeyinde tutulması yeterlidir. Aydınlatmada kullanılan lambalar yerden 2 m yüksekte asılı olmalı ve her 15 metrekarelik alana 60 watt' lık bir lamba asılmalıdır. 1 metrekarelik alan için hiçbir zaman ışık şiddeti 1 watt' ın altına düşürülmemelidir. Aynı zamanda şiddetli ışık yoğunluğu da uygulanmamalıdır. Aydınlatma programları uygulanırken bölgenin enlem durumu, güneşin doğuşu ve batışı ile gün uzunluğu da dikkate alınmalıdır. Eğer gün uzunluğu yeterli olmuyorsa ilave aydınlatma uygulanmalıdır. Kannibalizmin önlenmesi için ışık şiddetinin azaltılmasında fayda vardır.
Kümeslerin Piliçler İçin Hazırlanması : Eğer piliçler büyütüldükleri kümeste yumurtlamaya alınacaklarsa herhangi bir temizlik yapmaya ve altlığı değiştirmeye gerek yoktur. Buna karşılık, büyüyen ve cinsi olgunluğa erişen piliçler başka kümeslere aktarılacak ve yumurtlama dönemlerini orada geçireceklerse, piliçler gelmeden, kümes ve ekipmanların daha önce civciv büyütme bölümünde ayrıntılı olarak anlatıldığı gibi temizlenmeleri, yıkanmaları ve dezenfekte edilmeleri gerekir. Bu kümesler ayrıca piliçler gelene kadar en az bir hafta süre ile boş bırakılmalıdır. Temizlenip dezenfekte edilen kümeslere yeni altlık serilmelidir. Altlık, sağlanması kolay ve ucuz, temiz, kuru ve küflenmemiş olmalıdır, yazın 7,5 -kışın 10 cm kalınlıkta altlık serilir. Folluklar takılarak içlerine temiz altlık konur. Follukların piliçler gelmeden önce yerleştirilmeleri, onlara yumurtlamaya başlamadan önce alışmaları için gerekli zamanı sağlar ve böylece yere yumurtlama oranını düşürür ; kırık ve kirli yumurta sayısını azaltır. Başta yemlik ve suluklar olmak üzere, tüm ekipman elden geçirilerek gerekli onarımlar yapılır. Piliçlerin Taşınması : Piliçler büyütme kümeslerinden yumurtlama kümeslerine 16 - 18 haftalar arasında taşınırlar. Taşıma stresini en aza indirmek için : 1-Yakalama ve tutma özenle yapılmalıdır. Stres % 2-3 düzeyinde canlı ağırlık kaybına neden olur. Piliçler ister taşınsın ister taşınmadan aynı kümeste bırakılsın, yumurtlamaya başlamadan önce bir ayıklamaya tabi tutulur ve bu iş tüm yumurtlama periyodunda haftalık kontrollerle sürdürülür. Ayıklama ile zayıf, hasta, yeterince büyümemiş küçük cüsseli, sakat, kör ve yaralı hayvanlar sürüden çıkarılır. Bu şekildeki hayvanların ayıklanması ile sürünün verim düzeyinin belli bir kârlılık oranının altına düşmesi önlenir.
Bir tavuğun yumurtlamaya başladıktan sonra bu verim düzeyini koruyabilmesi bazı koşullara bağlıdır. Bunlar : 1-Uygun Çevre : Kümes içinin ısı, nem ve havalandırma düzeyi yumurta verimini etkiler. Bu nedenle hayvanlara en uygun çevre koşullarının sağlanması ve günlük hava değişimlerinden korunması gerekir. Sıcaklığın normalin üzerine çıkması yumurta verimini düşürür. Ayrıca yumurta ağırlığı, kabuk kalınlığı ve kalitesi, iç kalite, yem tüketimi, canlı ağırlık artışı, kanın kalsiyum düzeyi, oksijen alımı, kan basıncı ve nabız düşer. Bunlara karşı, su tüketimi, vücut ısısı ve soluma oranı artar. Yumurta tavukları 27 dereceden sonra sıcaklıktan rahatsız olmaya başlar ve 38 derecenin üzerindeki sıcaklıklardan yumurta verimi şiddetle etkilenir ve hatta ölümler başlar. Normal iklim şartlarında kümes içi sıcaklığı sadece tavukların vücutlarından yaydıkları ısı ile karşılanabilir. Ancak kışın iç sıcaklığı korumak için havalandırma kısıldığından altlık nemlenir ve ıslanır ki, bu da önemli sorunlar yaratabilir. Tavuklar 13 derecenin altında rahatsız olmaya başlarlar. Yumurta tavukları için optimum kümes içi sıcaklığı 18 - 20 derecedir. Çevre sıcaklığı düştükçe, tavuklar vücut ısılarını korumak için daha fazla yem yerler. 2-Ekipmanlar : Kullanılan ekipmanların tipi ve elverişliliği yumurta verimini etkiler. Kullanılan yemlik ve suluklarda çeşitlidir. Yuvarlak ve oluklu olanlar daha yaygındır. Sulukların yüksekliği, su düzeyi hayvanların sırt hizasından 2.5 cm yukarıda olacak şekilde ayarlanmalıdır. Sıcak havalarda hayvanların daha fazla su içtiği dikkate alınarak suluk sayısının maksimum su gereksinmesini karşılayacak düzeyde olması gerekir.
Yumurtacı işletmelerin çoğunda çok gözlü folluklar, tek gözlü folluklardan daha çok tutulmaktadır. Eğer her 4 tavuğa bir göz sağlanırsa yumurta veriminin en yüksek olduğu zamanda bile tavukların gereksinimini karşılar ve yere yumurtlamayı büyük ölçüde önleyebilir.
|
|||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||